Artık Üniversiteli Oldun

Tebrik ederim, artık üniversiteli oldun. Bu, yetişkin olma yolunda önemli bir adım çünkü kendi hayatının sorumluluğunu üstleneceksin. Birileri, arkanı -en azından eskisi kadar- toplamayacak. Kimseler okuluna ‘bizim çocuğun durumu nasıl hocam?’ diye gelmeyecek. Hele ailenden de ayrıldıysan artık bütçeni, zamanını, ilişkilerini yalnızca sen kontrol edeceksin. Bu süreçte sana yardımcı olabileceğini düşündüğüm ipuçlarını, aynı serüveni daha önce yaşamış bir ağabey olarak yazmaya çalıştım, umarım işine yarar. Ben üniversiteye giderken ilk nasihat ‘olaylara karışma’, ikincisi de ‘dersleri ihmal etme’ydi. Bu yazıda bundan daha fazlasını  bulacaksın 🙂

  • Unutma, üniversite meslek lisesi değildir. Yalnızca bir mesleğe sahip olmak için üniversiteye gidilmez; üniversite daha fazlasıdır: Sergidir, kitapçıdır, sosyal kulüptür, sinemadır, büyük kütüphanelerdir, paneldir, konferanstır, konserdir, spordur. Bunların hepsinin bir araya gelmesinin yarattığı bir bilgi, görgü ortamıdır. Bu ortamı solumak seni besler. Okumadan, izlemeden, dinlemeden, soru sormadan, gezmeden mezun olma.
  • Taşraya gitmiş olabilirsin, bunun için sıkışmışlık hissetmen kaçınılmaz ama artık dünya küçük. Merkezde olmamak öğrenmeye engel değil, uzaktan öğrenme fırsatlarını takip et. Hafta sonlarında, tatillerde eksikliğini çektiğin eğitimleri al. Telefonuna yükleyeceğin uygulamalarla bile fark yaratabilirsin. Biliyorum merkezde yaşamamayı telafi etmek zor ama taşranın boğuculuğuna teslim olmaman gerekir.
  • Hocalarınla tanış; adını, yüzünü, hevesini, niteliklerini bilsinler. Yeni bir projede akıllarına gelmen için seni tanıyor olmaları gerekir.
  • Yardım iste: Maddi durumun kötüyse, almak istediğin bir eğitim var da alamıyorsan, günlük yaşamını sürdürmekte zorlanıyorsan yardım istemekten çekinme. Bu zorlukları çeken ilk kişi sen değilsin. Bundan utanma. İnan bana, gittiğin yerde yardıma ihtiyaç duyan bir gence destek olmak isteyecek pek çok iyi insanla karşılaşacaksın ama önce bu durumdan haberdar olmalarını sağla.
  • Başka bir şehirdeysen, ilk yılındaki her fırsatta evine gitmek için fırsat kollama. Arkadaşların, ailen, belki sevgilin orada ama burada mutlu olabilmek için yeni arkadaşlıklara, yeni ortamlara ihtiyaç duyacaksın. Bunun için çaba sarfet.
  • Yeni ortamın seni zorlar da yalnız, isteksiz, çökkün hissedersen mutlaka yardım al. Yeni bir başlangıç herkesi zorlayabilir, yardım almaktan çekinme. Üniversitenin psikolojik danışma merkezi ücretsiz olarak hizmet verir.
  • Alkol, madde kullanımı farklı olmanın ucuz yollarıdır. Dersleri, okulu küçümsemek; daha geniş bir bakış açısı değildir. Ortalıkta, dünya umurunda değilmiş gibi dolaşanlar başlangıçta havalı görünebilir ama orijinal olmak kendin olmaktır. Kendin ol…
  • 2017’de üniversiteye başlayan birinin, mezun olduktan sonra dil bilmemesi anlaşılır bir şey değildir. Yeni bir dil yeni bir dünya, yeni bir düşünme biçimi demektir. Keşke en az bir batı dilinin yanına bir de doğu dili ekleyebilsen, ne şahane olur.

Bak, ben hiç imkan yokmuş gibi görünürken nasıl dil öğrendim, sana anlatayım: 1990’lı yılların başında üniversiteye başladım. İngilizce bilmediğim için çok huzursuzdum ama kurslar benim için çok pahalıydı. O zamanlar, şimdiki gibi yarı zamanlı çalışma imkanı da yoktu. Ankara’daki Amerikan Kültür’e gidip ‘Burada para almadan çalışırsam -temizlik yaparım, kantine bakarım- , derslerinize ücretsiz girebilir miyim?’ diye sordum. Şaşırdılar; daha önce böyle bir teklifle karşılaşmadıklarını, bunu  yöneticilerine sormaları gerektiğini söylediler. Hemen ertesi gün kaldığım öğrenci yurduna bir telefon geldi, yönetici benimle görüşmek istiyordu. Çok heyecanlandım, bu heyecanımı da bir hocamla paylaştım. ‘Dur’ dedi, ‘sen bize projelerde lazımsın, seni  çalışmadan ders alabileceğin bir yere göndereceğim.’ Hemen eline telefonu alıp, kurs sahibi bir arkadaşını aradı, ‘Sana bir öğrencimi gönderiyorum’ dedi. Kapatır kapatmaz da ‘Hadi fırla, seni bekliyor’ diye bana adres verdi. Kapı, kapıyı açmıştı. Hocamı bir arkadaşına ricacı yapan şey, çabamdı. Beni bekleyen yöneticiye teşekkür edip, bu kursa başladım. Bunu duyan başka bir hocam ‘dil, kendi ülkesinde daha iyi öğrenilir’ diyerek İrlanda’ya gitmeme yardımcı oldu: Yazışmalarımı yaptı, yol gösterdi. Bu insanlar, yaptıkları benim için hala çok kıymetlidir ama bu bir miras, onların bana öğrettikleri bu sahip çıkan, yol gösteren tavrı ben de elimden geldiğince sürdürmeye çalışıyorum.

İmkanım gerçekten kısıtlıydı ama hiç mazaret aramadım, bir yol bulmaya çalıştım. Bir şeyin niye olmayacağını anlatanlara hala çok kızarım :[

Nereye gittiğini bilmezsen, her yol oraya çıkar. Nereye gittiğini bilirsen, dünya çekilip yol verir. Denememek kendine yapacağın büyük kötülüklerden biri olur…

  • Derslere katıldığın, soru sorduğun, çok çalıştığın için seninle alay edecek çocuklar olacaktır çevrende, takılma. Okul bittikten birkaç yıl sonra pişmanlıklarına şahitlik edeceksin.
  • Seni okuduğu kitaplarla, izlediği filmlerle, dinlediği müziklerle besleyip zenginleştirecek arkadaşlar edin. Çocukluğunu, gençliğini bilen arkadaşlarla yaşlanmak dünyadaki en şahane deneyimlerden biridir; dostluklarına sahip çık.
  • Geyiğin tadını çıkar. Yurtta, öğrenci evinde yapacağın geyiğin tadını zor bulursun.
  • Mezun olunca o mesleği öğrenmiş sayılmazsın, sadece bir ünvan ve bakış açısı kazanmış olursun. Sana bu mesleği öğretecek olan şey deneyimdir. Sahaya çıkmak için okulun bitmesini bekleme. Eğitimin devam ederken staj yapmak, okulda dinlediklerini senin için daha anlamlı bir hale getirir. Tecrübeli abiler/ablalar okulda öğrenemeyeceğin şeyleri bilirler ki bu bilgileri bir bedel ödeyerek öğrenmişlerdir. O tecrübeyi duyman, senin aynı bedeli ödememeni sağlar. Ayrıca staj yaptğın yerde iyi ilişkiler kurarsan, burası sana çalışman için hazır bir kapı olabilir.
  • Bu süre içinde yalnızca mesleğini öğrenme. İlerde bildiğin tek şey mesleğin olursa, mesleğini çok iyi yapamayacağını söyleyebilirim. Sanat, spor, hobiler, farklı bilim alanlarına aşinalık seni aynı meslekte farklı bir yere koyacaktır. Yaratıcı, farklı, geniş bir bakış açısı seni diğerlerinden hemen ayıracaktır.
  • Mesleğin hangi alanında uzmanlaşabileceğini bulmaya çalış. Bu konuda sana zaman da yardımcı olacaktır. Kişilik özelliklerine uygun, severek çalışabileceğin, o başlık söz konusu olduğunda akıllara senin geldiğin bir alan bul. İşini severek yaparsan hayatın boyunca hiç çalışıyormuş gibi hissetmezsin. Emin ol, senin için yanlış olan bir mesleği sürdürerek doğru bir hayat kuramazsın.
  • Yaptığın işte dünya standardını yakalamaya çalış. Uluslararası firmalara başvurup, dünyanın herhangi bir yerinde çalışabilmeni sağlayacak evrensel bir kimliğin olsun.
  • Farkına varmadığın bir dikkat problemin olabilir: Ben liseyi (o zaman üç seneydi) dört, üniversiteyi yedi senede bitirebildim. Mesleğe başladıktan sonra bir dikkat problemim olduğunu fark ettim. Bu durumu öncesinde fark etmiş olsaydım, çalışma alışkanlıklarımı değiştirip zaman kaybetmezdim. Böyle bir problemi tembellik, rahatlık, umarsızlık diyerek yanlış kodlamış olabilirsin, dikkat et!

Seni sıkmak istemiyorum ama son olarak şunu söylemeden de edemem: Kendini tanımaya çalış. Güçlü yönlerini, zaaflarını, duygusal hassasiyetlerini, önceliklerini bulmak için çabala. Hangi durumda ne hissediyorsun, hangi olaylar, ne tür davranışlar senin dengeni bozuyor, büyüdüğün evde ne öğrendin/ne öğrenemedin bir bak. İlişkilerde kendini gözle. Yukarıda yazmıştım gene tekrar edeyim, üniversitenin ücretsiz psikolojik danışma hizmetinden faydalan. Alana dair teknik, analitik bilgin ne kadar iyi olursa olsun yalnızca bu, sana yetmez. Kariyerinde ilerlerken, kendini bilmeye daha çok ihtiyaç duyacaksın.

Anlatacağın, ilham verici hikayelerinin olmasını dilerim.

İyi eğlenceler, çokça sevgiler 🙂

Serdar Çankaya

Psikolojik Danışman

Yirmi Altı Eylül İki Bin On Yedi